25 Temmuz 2010 Pazar

... renkler

Göz kapaklarım kendiliğinden kalktı, hafiflemişlerdi.
Burun deliklerim nefes almaktan korkmuyor, uzun uzun soluyordu.
Enimle boyumu aynı ölçüye getirmek için olabildiğince gerindim beyaz çarşafın üzerinde,
Ve istem dışı gülümsedi dudaklarım, minnet duydum.

Tuzlu suyun tedavi ettiği ben, güneşe korkmadan baktım bu kez.
Ayaklarımı korkmadan bastım kumlara, tüm taneleri hissettim, bir bir.
Keyfe keder şarkılar mırıldandım, koca ağaçların içinde yürürken.
Geçmişin güzel damlaları aktı içime, gerçek ben geldi beni buldu, mutlu oldum.

İçim de uyandı uzun bir uykudan adeta, ben de hafiflemiştim.
Endişelerim evham, kırgınlıklarım saçmalık oldular..
Birden farkına vardım, duyuyor, renkleri görüyordum.
Yine hissettim, hissediyorum. Rahatladım... Ohhh! Meğer hala buradaymışım ben...

4 Temmuz 2010 Pazar

Anlamak

Zaman geçtikçe, kanıksadıkça yok oluyor herşey
Hislerim, gizlerim, not defterim, sevgi ve hüzünlerim.
Anımsadıkça her sefer, daha düzleşiyor hersey
Sanki yabancı birinin hikayesi anlatılıyor kulaklarında.

Gülüyorsun kahkahalarla, yeterince komik olmuyor sanki ya da dinleyen sen olmuyorsun.
Dolu tarafını gördüğün bardakları hiç boşaltmadan doldurmuşsun aslında..
O kadar yorulmuşsun ki, unutuyorsun yoruldugunu,
Gücünü, özgürlüğünü, sınırsızlığını, fikrini..

Varınca olan bitenin farkına, savurunca tekmelerini ördüğün duvarlara anlıyorsun,
Çırpınma, eleştirme, eleştirmelerine izin verme diyorsun..
Haksızlık etme ne kendine ne de kendime!
Olağansın, olağanüstü de...
Baş ediyorsun, yıllar öncesine gidiyor, kendini baştan tasarlıyorsun.
Anlıyorsun ki sen hala ordasın, hafif zedelenmiş ama hala ışık saçan...